Haziran 08, 2021

Aziz Bey Hadisesi - Ayfer Tunç | Kitap Yorumu + Alıntılar

 Herkese merhabalar! Beni Ayfer Tunç'la tanıştıran kitapla karşınızdayım!

Güneşten ağır ağır gölgeye çekilir gibi, pek de anlamadan akşam olur gibi, ışıklı, neşeli bir yüzden kederlere geçti Aziz Bey. Kederli bir mazisi oldu. Burnu havada, başı dikti hep. Başka türlü yaşamayı beceremediyse de, o gece, Haliç’in kirli sularına bakarken anladı ki hep öyle, burnu dik yaşadığını sanmış. Oysa şiddetle yanılmış. Ve yine anladı ki hayatı tümüyle bir yanılgıymış.


Aziz Bey, Tunç’un insan olmaktan doğan zaaf ve yanılgılar nedeniyle yaralanmış, boşa geçmiş hayatlar üzerine yapılandırdığı öykü evreninin en hüzünlü, en gerçek kişisi. Bazı okurlara, meyhanelerde benzerini aratacak kadar kanlı canlı ama mahzun gelen Aziz Bey’in öyküsünü okurken, bir hikâye kişisinin varlığını çok yakınınızda hissedeceksiniz.


Aziz Bey Hadisesi, öykü okumaya başladığım ilk zamanlarda sayfa sayısının azlığından ve yazar adının tanıdık gelmesinden dolayı aldığım bir kitap.

Aziz ismini oldum olası sevmişimdir, peki Ayfer Tunç'un Aziz Bey'i kim? Belki komşumuz, belki markette karşılaştığımız biri belki de yolda yanımızdan geçti. Aziz Bey, aynı bizler gibi yarım kalmış aşklar, ana-babadan kalma izler, ölümler ve kibir, en çok kibir.
Aziz Bey'de delicesine gençlik aşkı vardı, o aşkın peşinden ülke değiştirecek kadar aşktı. Sıradan bir adamdı Aziz Bey, Maryam sıradan bir kadındı. Aşkları öyle değildi ama yaşamış olan ve yaşayacak kimsenin aşkının sıradan olmadığı gibi.
Aziz Bey kapıyı çarpıp çıktığında aklından geçen şey, babası "gibi" olmak istemediği; yirmi yıl sonra aynaya baktığında gördüğü insan babası. Babası gibi olmamış, Aziz Bey babası olmuş. Bu konu çok güzel yedirilmiş kitaba, okurken odaklandığınız asıl şey değil belki ama kesinlikle etkileniyor insan kendini sorguluyor.
Bahsetmeden olmaz, Vuslat var bir de. Aşk denir mi onunkine bilemiyorum. Zavallı Vuslat demek geliyor içimden ama bir insana zavallı demek haddime değil. İnsan dediğime şaşırmış olabilirsiniz, sadece bir kitap karakteri Vuslat ama maalesef gerçek hayatta o kadar çok Vuslat var ki etrafımızda. Sevilmeyen, değer görmeyen, sadece akşam evde yemek olsun, ev temiz olsun diye evlenilen kadınlar... Bence bu kitap size ithaf olunmalı. Aziz Bey ne kadar gerçekse Vuslat da o kadar gerçek, ev dediğin dört duvar, bilmediğimiz ne hikayeler vardır kimbilir evlerde...
Binlerce Aziz Bey geçti bu topraklardan, gençti, aşık oldu, üzüldü, evlendi, çalıştı.... Binlerce Aziz Bey geçti, kapısını çarpıp gittiği evde her gün af diler oldu.
Binlerce Aziz Bey geçti ve geçmeye devam edecek, hepimizde bir parça var ondan.
Kitabı kesinlikle öneririm, ben ilk kez Ayfer Tunç okumuştum, ardından iki kere daha okudum iki hafta içinde.

ALINTILAR: 

Öyle bir aşk bekliyordu ki hayattan, yüzünde birdenbire patlayan bir tokat gibi, onu serseme çevirsin.

Bir yığın acıyı, kırıklığı, yarayı barındırmış olan o upuzun zaman nasıl da anlamadan geçmişti.

Yazık, ümit seni bir gün daha aldattı gönül...

Yürüdüğüm yol bitti, yeniden başladım; bitti, bir daha yürüdüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder